Aslı'nın yaptığı sarmaları iştahla yerlerken bir yandan da Eva'dan gelecek olan telefonu bekliyorlardı. Yanakları tıka basa doluyken herbiri yemenin  tuhaf zevki gözlerinden okunuyordu. Ervin bir ara  Dr.Eko'ya " Eva yeniden aramadan önce  şu yazıtı çözümletelim Sercan'a. Ardından da çevirisi üzerinde kafa yoralım. Nedir, neyi anlatır" ,dedi. Dr. yutmaya çalıştığı  sarmanın lezzeti yüzüne yansımış kafasıyla onadı onu. Kaan, Sercan, Ervin ve Ekrem; bu garip 4lü bir araya gelmenin yahut getirilmenin uysallaştırıcı dinginliğini ve huzurunu hissediyorlardı. Ekrem ve Sercan'ın içinde nedensiz garip bir sıkıntı, damarlarındaki kan nasıl dolaşırsa yavru ve zehirli  bir yılan gibi dolaşıyordu oysa bir yandan da. Sercan Ekrem'inkini biliyor , Ekrem Sercan'ın sıkıntısını anlıyordu. Gözleri ile konuşmak.. Sercan, dilin sözcüklerin bittiği anda gözler ile konuşabilmenin mümkünlüğünü  enerjiye bağlamıştı. Daha detaylı düşünmek için hafıza deposundaki  not defretine kırmızı alt çizgiyle önemini belirtecek şekilde   not almayı ihmal etmeden..

Azraile şaka kabilesi derneği neden kurulmuştu. Kuranlar kimlerdi  ve ne amaçlıyorlardı? Kaç üyesi vardı. Ne tür faaliyetler gösterirlerdi? Bütün bu soruların yanıtlarını merak ediyordu  Sercan ile Kaan. Bütün merak ettikleri soruların yanıtlarını alacaklardı elbette. Tesadüfi olarak karşılaşmadıklarını , birlikte olmalarının  hayati önemini ve asıl  yaşayacakları o ilginç deney ile karşılaşacakları  çok tuhaf savaşı..