B'ölüm -12- (Bölüm 11'den devam)

๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑ B'ölüm -XII- ๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑(Bölüm 11'den devam)
Evet, aslına bakarsanız sayın Oku'yucu çağın en büyük hastalığı ne Aids, ne kanser, ne de başka hastalıklar. Çağın en büyük hastalığı siz insanlar arasındaki "İletişim sorunu". Hepiniz çocuk oldunuz... Beden dilini , sözcüklerinizin yetmediğinde kullandığınızı elbette bilirsiniz. Örneğin yeni doğmuş bir bebek sadece yemek ve dışkılamak olan temel ihtiyaçlarını sadece "ağlayarak" ifade edebilir. Bedensel bir reaksiyonla, rahatsızlığını, ihtiyacını "ifade" biçimi, "öğrenilmemiş", zaten doğasında var olan yani daha açık bir şekilde "ağlayarak"; "duygularıyla" etkileştirdiği tepkimesiyle bildirir. Peki, büyüdükçe, öğrenme süreci başladıktan sonra, davranışlarımızda nasıl bir değişiklik olur? Hala öfkelendiğinizde kendinizi çok rahat ifade edebilir, küfredebilir, alay edebilir, sesinizi yükseltebilirken; beden diliniz tam bir "sövüş-dövüş kulübü" fanı haline getirebilmişken sizi, sevdiğinizde, duygularınızı aynı rahatlık, ivedilik ve netlikle ifade edebiliyor musunuz?
๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑
Peki, İletişim dediğimiz şey gerçekte nedir? Aranızdaki uzmanlar ve bilim adamları iletişimle ilgili bakın neler demişler:"İletişim kavramının farklı alanlarda birbirinden farklı anlamlarda kullanılmasına ilişkin yapılan bir araştırmada, 15 ayrı anlamda kullanıldığı belirlenmekle birlikte "iletişim" sözünün konumuz bağlamında ilk çağrışımı, insanlar arasında duygu, düşünce ve bilgilerin her türlü yolla başkalarına bildirimi olmaktadır.Tüm yaşamı boyunca, psikolojik olarak insanın, varlığını bildirmek ve varlığının farkındalığının kendisine bildirilmesi ihtiyacı vardır.Bu ihtiyaç içindeki insan, sözlü veya sözsüz çeşitli iletişim yollarına kaçınılmaz olarak başvurur. Her türlü iletişim insanın psikolojik gereksinmelerinin sonucudur. Kendisini tanıması, tanıtması ve dönüt alarak kendini değerlendirmesinde bu iletişim süreçleri önemli rol oynar. Kişiler arası iletişimle ilgili olarak yapılan tanımların buluştuğu nokta bu iletişimin psikolojik nitelikli bir bilgi alışverişi olduğu yolundadır(Capelle 1987). "
๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑
Bunun dışında aranızdaki bazılarının bu sorun üzerindeki tespitlerine de göz atalım birlikte..Tamamen tesadüfen içinizden birilerinin düşüncelerini alıp aynen aktarıyorum:
"Çağımızın en önemli eksikliği. Görüyoruz, duyuyoruz,konuşuyoruz fakat anlatamıyoruz yahut onlar anlamıyor. Hadley Read der ki:" Aya çıkan insan ile iletişim kurabilecek sistemleri geliştirmiş bulunuyoruz. Buna karşın çoğu kez anne kızıyla, baba oğluyla, zenci beyazla, işçi işverenle, demokrasi komünizmle anlaşamıyor..."
๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑
"Ben ağaç diyorsam / yeşil diyorsam, acaba benden başkaları için de aynı şey midir ağaç / yeşil? 'Seviyorum' diyorsam, benden başkaları 'seviyorum' dediğinde de acaba aynı anlamda mıdır sevgi? Yoksa iletişim herkesin aynı kelimeleri kullanarak farklı şeyler algıladığı yanılgılar bütünü müdür?
๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑
'Bazen bazı şeyleri söylemeye hakkım var, diyorum. Ama söylersem karşımdakine haksızlık olacak;susuyorum...Yine bazen söyleyeceklerimi karşımdakinin duyma ve bilme hakkının var olduğunu görüyorum, ama bu kez bakıyorum benim söylemeye hakkım yok,yine susuyorum. Ancak gördüm ki olgun ruhlar,sözcükler olmadan da duyuyorlar, anlıyorlar, konuşuyorlar ve paylaşıyorlar. "lord chesterfield
Lordun haklı olduğu yanlar yok değil elbette ama yine de söylemek istediklerini "doğru "bir üslupla söylemeyenler bir süre sonra ya riyakarlığa, ya dedikoduya yahutta kendi içlerine ata ata ruh hastası olmaya doğru ivmelenen bir süreçle karşılaşıyorlar. Bunun dışında önemli bulduğum bir Türk Şairinin dediği gibi "Artık çocuk değiliz..Susarak da bir şeyler diyebiliriz.." sözünün de önemle düşünülmesi gerektiğine inanıyorum. Neyse sayın Oku'yucu aslında o kadar çok söylenecek şey olmasına rağmen konuyu dağıtmamak adına Sercan'a dönelim. O iletişim- iletişimsizlik konusunda neyi düşündü ve fark etti, birlikte bakalım..
๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑๑۩۞۩๑๑ (arkası yarın)