B'ölüm- 7-

๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑B'ölüm -VII-๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑(B'ölüm 6'dan devam)

Sercan, yataktan zorlayarak kendini kalktı. Oysa kendisine kalsa o yatakta sadece düşünerek, düşleyerek bütün bir zamanını geçirebilirdi.Lakin somut ve organik bir bedende olmanın bir takım zorunlulukları vardı malum. Kazınan karnının kazıntısını gidermeye niyetli bir şekilde mutfağa yöneldi. Kendisine yiyecek bir şeyler hazırlarken kendini daha iyi hissediyordu…Bazen de sıradan gündelik işlerle uğraşmak dinlendirici olabilir. Bulaşık yıkamak, zihinsel aktivite gerektirmeyen herhangi bir işle uğraşmak. İnsanın kendisine ayırdığı , hayatın karmaşık ve hızlı kaosundan kendisine hırsızladığı zaman dilimlerinin iyi hissettirdiğini fark etti.

๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑



Okuyucu, umarım okudukların sana çok bildik ve tanıdık geliyordur. Aksi halde senin kendine çok yabancı olduğunu söyleyebilirim. Bu tespitim içini acıtmasın; gözlerini gezdirdiğin bu kitap; yani ben,” sana”,” seni “yansıtan bir aynadan; yani kısmen senden ibaretim ve bu yüzden söyleyeceklerim her ne kadar acıtıcı olsa da yüzleşeceğin kendi gerçekliğinden başka bir şey değildir.. Kendini tanı! Sözünün anlamıyla başlayan ve çağlar ötesine uzanan insanlığın macerasında kendi konumladığın durumu abur cubur bir hayatla tüketmeden önce kendinin farkına varmak ürkütücü olsa da, en azından kendini anlamlı kılma şansına hala sahip olduğunu bilmelisin. Her insan ölür ama gerçekte her insan yaşamaz ne yazık ki. Aslına bakarsan kitapların dünyası da tıpkı insanların dünyasındaki bir takım gerçekliklerle paralel yürür. Bir insanda insanlığın bütün halleri nasıl mevcutsa; yazılmış ve henüz yazılmamış bütün kitaplarda asıl kitabın cüzleridir, fasikülleridir, özetleridir sadece. İnsanlar arasında bireysel bilinç her ne kadar çeşitlilik arz etse de bireye doğru indiğimizde, kolektif bilinç dediğimiz bir üst noktaya çıktığımızda bireylerin öneminin kalmadığını hayretle görürsün. Basit bir anlatımla, bir salkımda bulunan üzümler gibidir. Her birini ezip sıksan ortaya şarap çıkacaktır. O üzümün ve şarabın bir üst anlamı, ancak şarabı içende uyandıracağı etki, işlev ile anlamlıdır; sarhoşluk... Yada isimlerle nesnelerin ayrışması gibi de örnekleyebilirim: İsmin SENİ işaret eder ama SEN DEĞİLDİR sonuçta.


๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑

İnsan tekil olarak, birey olarak insanlığın en zirvesindeki ideale doğru yol alır sanılır genelde. İleri doğru, gelişmeye doğru gidildiği düşünülür. Oysa bu bir yanılsamadan ibarettir. Zaten en ideal olandan, var oluş anlamından geliyordur insan ve o geldiği yere doğru gitme eğilimdedir… Yerden havaya fırlatılan taşın yerçekimi dolayısıyla yere düşmeye meyilleşmesi gibi. Doğum, Ölümün ilk belirtisidir, diyen filozof gibi. Biz doğar doğmaz aslında ölmeye başlarız, ölüme doğru yol almayız. Bir geri sayım gibi kısaca. Doğada her şey özüne dönmeye çalışan bir hareketlilik içindedir: Demir pas halinde bulunur ve insan demiri alıp işler. Oysa demir kendisiyle kaldığı anda oksitlenmeye, paslanmaya, başlar. Hareket dediğimiz olguda da böylesi bir ivme vardır. Her ne kadar çelişki doğuruyor olsa da bütün hareketlerin amacı durma’ya , uyum sonsuzluğuna erme çabasından başka bir şey değildir. Eric Fromm; bu çelişmeyle ilgili olarak: insanın gelişimi için gereken itki, ona sonradan kazandırılmadı yada doğumundan gelmedi; insanın gelişimi için gereken itki onun var oluşunda vardır, saptamasıyla bu sözüne ettiğim gerçekliği tespit eder. Bir akıl hastalığı olan şizofreni içinde bir tür olan Katatonik Şizofreni’nin belirtilerinden biri de hastanın tıpkı bir heykel gibi saatlerce hatta günlerce kımıldamadan durmasıdır. Tedavisinde anlaşılmıştır ki hastalar Parkinson Hastalığının en ileri safhasındaki bir durumla karşı karşıyadır. Biliyorsun Parkinson hastalığının hareketle ilgili dört ana belirtisi; titreme, hareketlerin yavaşlaması, kaslarda katılık ve denge bozukluğu şeklindedir. Katatonik şizofrenler ise bu titreme o kadar hızlanır ki hasta “durur!”. Kısacası Bahaedin Veled’in Harzemşah’ın başkenti Belh’ten tan ayrıldığında kendisine nereden gelip nereye gittiğini soranlara;
O’ndan geldik O’na gidiyoruz dediği gibi…


๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩(Arkası Yarın)