Bölüm -46-(Önceki bölümden devam)

۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑ B'ölüm -XLVI-๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑(B'ölüm 45'ten devam)

Uyandığında hala üzerinde gördüğü bu garip şaşkınlığın izlerini taşıyordu. Babası çadırının dışından kendisine seslendiğinde fırlayıp yataktan kalktı. Dışarı çıktığında ekipteki herkesin çoktan hazırlanmış olduğunu ve Şehrengiz Mağarasının girişine gereken aydınlatmayı yaptıklarını gördü. Alelacele çadırından çıkıp babasının yanına seyirtti. Babası, mağaraya ilk giricek olan gurupta yer alıyordu, Ervin'le göz göze geldiler, gülümseyerek babası başıyla kendileriyle gelmesini işaret etti. Sevinçle Ervin bu isteğine uydu.

๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑

Mağaranın içine girdiklerinde her tarafın karanlık olacağını düşünürdü Ervin. Oysa mağara karanlığı, karanlığında karanlığı gibiydi. Zifir bile yanında görülebilir bir karanlıktı. İçerisi yüzyıllardır hava dolaşımının çok zayıf olmasından kaynaklı ağır bir kokuya, yoğun kesif bir atmosfere sahipti. Ekip elemanlarını yönlendiren babası mağaranın en temel noktalarını ışıklandıracak techizatı yerleştirmelerini söylüyordu. Birden çok yorulduğunu hissetti, bir duvarın kıyısına doğru geri geri yürüyüp duvara sırtını dayadı ve yere oturdu. Oturduğu yerden gözleirnin karanlığa alışmasını beklerken aynı zamanda da bu mağaranın adının neden şehrengiz olduğunu düşünüyordu. Ve bu adı kimin verdiğini.

๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑

Babasının Amasyada ki bir mağaranın efsanesini anlattığını anımsıyordu. Babası efsaneyi şöyle anlatmıştı;"Güzelce Kız, bir kral kızıdır. Dünyalar güzelidir. O kadar güzeldir ki; görenler dayanamaz, yıldırım düşmüş gibi kendilerinden geçerler. Bu yüzden genç kız, hep peçeli gezer, güzel yüzünü kimseye gösteremez. Artık zamanı gelmiştir diye düşünen babası, dört bir yana haberciler çıkarır kızını evlendirecektir ama kim kızının peçesini açıp güzelliğine dayanır, onu dünya gözüyle seyredebilirse kızını ona verecektir. Bu çağrıya yedi iklim, dört bucaktan şehzadeler, vezir çocukları, dünya zenginleri, yiğitler, bilginler, kısacası gençliğine, bilek gücüne güvenenler dört nala Amasya’ya gelirler. Amasya meydanında kurulan özel bölümde bulunan Güzelce Kız bekleye dursun. Kendine güvenen delikanlılar cesaretlerini toplayamaz, yanına yaklaşan ise peçesini kaldırmak istediğinde eli titrer, dizlerinin bağı çözülür. Bu sahneler günlerce devam eder. Bir gün fakir mi fakir, ama yiğit mi yiğit, gerçekten güzel, alımlı bir delikanlı “Ben de şansımı denemek istiyorum!” diye destur alıp tahtın yanına yaklaşır. Herkesin şaşkın bakışları arasında hiç vakit geçirmeden Güzelce Kız'ın peçesini kaldırır. O an öyle bir elektriklenme olur ki, bir aydınlanma, bir alev, bir ateş sarar etrafı. Kimse ne olduğunu anlayamaz. Meydanda bulunanlar korkudan yerlere kapanır. Sonra, sonsuz bir sessizlik içinden kömür kesilir iki genç, yan yana uzanmış şekilde. İki gencin cesedi, şehre yakın yerdeki bağ ve bahçelikler yanında bulunan kaya mezar içinde iki ayrı odaya gömülür. Bu kaya mezarının dışı güneşle birlikte Güzelce Kız’ın yüzü gibi parlamaya başlar. Bu parlaklığından dolayı da, daha sonra kaya mezarın adı " Aynalı Mağara" diye ünlenir. "

๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑

Aklından geçirdiği bu efsaneyi anımsamışken babası yanına gelip oturdu. "Ne düşünüyorsun Ervin?" "Bana bir zaman önce anlattığın Aynalı-mağara efsanesini" Gülümsedi baba. "Sana bir efsane daha anlatayım , bu topraklarda öyle çok efsane çyle çok hikaye öyle çok yaşanmışlık var ki aslında..Neyse Ay-Atam Efsanesi vardır,Memlükler döneminde Mısır'da yaşamış olan Türk tarihçisi Aybek üd Devâdârî tarafından kayda geçirilmiş bir Türk efsanesidir. Efsanede geçen ve Kara Dağcı adlı bir dağın üzerinde bulunan Ata Mağarası motifi, Türk mitolojisinin temel motiflerinden biridir. Bozkurt Destanı'nda kurtla yaşayan son Türk çocuğunun kaçıp sığındıkları Turfan'ın kuzeybatısındaki büyük dağ ve dağdaki mağara da böyle bir yerdir. Ergenekon'da da durum böyledir. Nitekim Ay-Atam Efsanesi'nde anlatılan mağara da Kara Dağcı adlı bir dağın üzerinde bulunmaktadır. Büyük Hun ve Kök Türk devletleri zamanında Türkler'in Tanrı'ya tapınmak için bir tür tapınak olarak kullandıkları ata mağaraları da konu ile ilgili ve önemlidirler."

๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑๑۩۞۩๑๑۩۞۩๑๑( devam edecek)

NOT:İşlerimin yoğunluğu ve şu son dönemde kendimi pek iyi hissedemediğim için "kitapla" sizin aranızdaki elçilik görevimi biraz aksattım. Özür dilerim. Bana dua ederseniz bu aralar- herşeyin güzel olması için- müteşekkir kalırım. Saygılarımla; Güneş Ener.